“Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler” Sergisi Kalyon Kültür’de

“Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler” Sergisi Kalyon Kültür’de

İnsan, doğa, göç, doğal afet ve iklim sorunlarına sanatın gücüyle toplumsal farkındalık oluşturmayı hedefleyen “Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler" adlı sergi; Kalyon Kültür Nişantaşı Taş Konak’ta sanatseverlerle buluşuyor.

Kalyon Kültür Sanat Yönetmeni Aslı Bora’nın küratörlüğünü üstlendiği, İyilik İçin Sanat Derneği iş birliğiyle gerçekleşen sergi, 23 sanatçının, 47 çalışmasına ev sahipliği yapıyor. Sergide; pentür, heykel, seramik gibi geleneksel sanat temsillerinin yanı sıra kolaj, video, dijital sanat ve ileri dönüşüm uygulamalarının yer aldığı çağdaş tekniklerle de sanatın sınırları zorlanıyor. Sanatçıların birbirinden habersiz olarak ürettiği ve tek bir hikâyede buluştuğu eserler hem anlatım dilleriyle hem de kullanılan teknikleriyle sanatta çok sesliliğin imzasını taşıyor. Farklı perspektiflerden hareket eden sanatçılar eserlerinde; kent imgesi, çevre kirliliği, teknolojik gelişme ve doğal kaynakların tüketimi gibi konuları vurguluyor. 

 “Yeni Bir Dünyayı Hayal Edenler";her bir sanatçının oluşturduğu hikayelerin bütünü üzerinden, iklim değişikliği, pandemi, göç gibi konuların, herkesin kişisel deneyimleriyle nasıl kesiştiğini keşfetmesine yardımcı olmayı hedeflerken, ziyaretçileri iç dünyalarında bir yolculuğa çıkarmayı ve toplumsal farkındalığı artırmayı amaçlıyor. 

Sergide eserleri yer alan sanatçılar (alfabetik sırayla): Asiye Yüce, Alla Güner, Artagan Pektaş, Cengiz Üstün, Dilan Kapar, Elvan A. Güven, Gonca Göde, Gülçin K. Nevruz, Gülin Meşe, Hicran Aksöz, İpek Erfidan, Kerem Topuz, Melek Kaya, Nida Nur Erdoğan, Özge Günaydın, Pelin Pekercan, Pınar Bora, Rabia Yıldırım, Seher Bedia Yılmaz, Şimal Bilgiç, Tolga Turan, Uygar Eren Kurt, Zeynep Yazıcı.

 

Kalyon Vakfı tarafından “Geçmişe vefa geleceğe değer” misyonu ile 2019 yılında restore edilen, tarihi ve mimari öneme sahip Taş Konak’ta 2020 yılında faaliyetlerine başlayan Kalyon Kültür, kültürel üretimi belirli bir mekâna bağlı kalmadan, iş birlikleri geliştirerek, farklı coğrafyalarda desteklemeyi ve gerçekleştirmeyi hedeflemektedir. Kültürel üretimi destekleyen Kalyon Kültür, çok disiplinli programlar geliştiren genç bir kültür kurumudur. 19. yüzyılda İstanbul siluetine eklenen Taş Konak’ta sanatseverleri ağırlayan Kalyon Kültür içinde bulunduğu yapının sanatsal mirasını devralmış ve bunu güncel sanat etkinlikleriyle geleceğe taşımayı hedeflemiş bir platformdur. 

İyilik İçin Sanat Derneği, sanatın evrenselleşmeye sağladığı katkının bilinci ve genç sanatçıların üretimini destekleme motivasyonu ile 2016 yılında sanatsever kadınların öncülüğünde kuruldu. Türkiye’nin güncel sanatını yakından takip eden dernek üyeleri, kurulduğu günden bu yana her hafta sanatçıları atölyelerini ziyaret ederek bilgi alıyor. Sanatsal öğretilerin geniş halk kitlelerinde yaygınlaşması için çaba sarf eden dernek, Pasajda Bir Yıl, Anadolu’dan İzlenimler, Atölye Cer, Alenen Sanat ve Sanat Elçileri gibi devam eden projeleri ile genç sanatçıların sanat izleyicisiyle ve koleksiyonerlerle buluşmasının önünü açıyor. İyilik İçin Sanat Derneği, Türkiye’nin sesini uluslararası platformlarda duyurmak adına çok yönlü faaliyetler sürdürmeye devam ediyor. 

Taş Konak II. Abdülhamit tarafından yaptırılarak, 1889 yılının son aylarında konağa ismini verecek olan Mehmet Raif Paşa’ya tahsis edilmiştir. Mehmet Raif Paşa (Köse), Osmanlı Devleti’nin son döneminde valilik, nazırlık, vezirlik, Şûra-yı Devlet Reisliği görevlerinde bulunmuş bir devlet adamıdır. (1836, Girit- 1911, İstanbul) Servet Hanım (ö.1913) ve Mehmet Raif Paşa’nın kızı Şair İhsan Raif Hanım (1877, Beyrut - 1926, Paris) farklı dönemlerde bu konakta yaşamıştır. Taş konak onun deyimiyle şiirin, musikinin, sanatın beslendiği bir mekândır. İhsan Raif Hanım hece ölçüsünü kullanan ilk kadın şairimizdir. İhsan Raif Hanım’ın güfte ve bestesi kendisine ait olan 19 eserinin yanı sıra başkaları tarafından bestelenen şiirleri de vardır. Henüz 13 yaşındayken kaleme alarak, üzerinde beste çalışması da yaptığı “Kimseye Etmem Şikâyet“ adlı şiiri, daha sonra Kemanî Sarkis Efendi’nin yorumuyla nihavent makamında bestelenerek, Türk Sanat Müziği’nin en önemli klasikleri arasına girmiştir. İhsan Raif Hanım’ın ölümünden sonra, 1929’da konağa Mardin Ailesi yerleşmiştir. Halkla ilişkiler uzmanı Betül Mardin konakta bir süre yaşamış, müzik yapımcısı kardeşi Arif Mardin de burada doğmuştur. 2019 yılında Kalyon Kültür Vakfı konağı kiralamıştır. 2020 yılından itibaren Kalyon Kültür olarak hizmete açılan Taş Konak, günümüz kültür ve sanat üretiminin geçmişle kurduğu bağlarla beslendiği, genç bir toplumsal buluşma mekânı olarak yaşamına devam etmektedir.

 

Konağın iç dekorasyonuna baktığımızda üç ayrı dönemin izlerine rastlanmaktadır. Birinci dönem, yapıda raspa çalışmaları sonucu açığa çıkarılan ve konağın ilk inşası sırasında uygulanmış olan programdır. Ardından yapıya ikinci katın eklendiği ikinci dönem gelmektedir. Bu dönemdeki süslemeler, ikinci katta Rumeli Caddesi’ne bakan iki salon ve koridorların tavanında yapılan tuval üzerine kalem işi süsleme programı ile birinci salon duvarında raspa sonucu ortaya çıkarılan sıva üzerine kalem işi süslemeden oluşmaktadır. Son olarak yapının köklü bir tamirat geçirdiği anlaşılmaktadır. Bu çalışma sırasında zemin kattaki süslemeli odaların ve birinci kattaki süslemeli büyük salonun dekorasyon programı varaklı alçı kabartmalı teknik ile değiştirilmiş, zemin kattaki kalem işi süslemeli odalarda ve ikinci kattaki birinci salon duvarlarında görülen özgün kalem işi süslemeler kapatılmıştır. Üslup açısından her üç dönemde de genel olarak Barok karakter dikkat çekmektedir. Yapının cephesinde ise, Neo-Gotik örgelerin ön plana çıktığı görülmektedir.

Osmanlı sanatında Lale Devriyle birlikte başlayan değişim süreci çerçevesinde, Avrupa kökenli “Barok”, “Rokoko”, “Ampir”, “Neo–Klasik”, “Neo–Gotik”, ve “Oryantalist” isimleriyle ifade edilen örgeler, gerek tek başına gerek eklektik bir biçimde, mimari süslemede etkisini göstermiştir. Geleneksel üslubun yerine, ‘C’ ve ’S’ kıvrımlarından oluşan ve akantus veya istiridye motifleriyle süslenen kemerler, korint ve iyon nizamlı sütun başlıkları, birbirine dolanmış bahar dalları, çiçek buketleri, perde motifleri, geleneksel motifler ve bu motiflerle çerçevelenmiş yüzeylerde manzaralı kompozisyonlar yapılmıştır. Yapının iç dekorasyonunda görülen duvar resimleri ayrı bir öneme sahiptir. Osmanlı Sanatı’nda bu alandaki değişimin somut örnekleri en erken Lale Devri’nden itibaren görülmektedir. 19. yüzyıla gelindiğinde duvar resmi geleneği yaygınlaşmaya başlamış ve konular da çeşitlenmiştir. Doğa ve manzara tasvirleri çoğunlukla tercih edilmiştir. İstanbul manzaraları içinde Fenerbahçe, Kalamış, Kız Kulesi, Göksu gibi semtlerin yanı sıra kartpostallardan faydalanılarak hayali manzaralar da resimlenmiştir. Konağın ikinci katındaki birinci salonun tavanında bulunan resimler bu geleneğin bir ürünü olarak yer almaktadır

İstanbul’da doğan Aslı Bora, Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sanat Tarihi Bölümü’nden dereceyle mezun oldu. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü Batı Sanatı ve Çağdaş Sanat programında “Bizans Mimarisi ve Görsel Sanatlarında Kapılar” başlıklı yüksek lisans tezini; İstanbul Medeniyet Üniversitesi’ndeki Felsefe lisansını “Toplumcu Gerçekçilik ve Nedim Günsür Resmi” üzerine yazdığı tez ile tamamladı. MSGSÜ Devlet Konservatuarı’nda Mitoloji ve Sanat Tarihi dersleri verdi. Uzman sanat tarihçisi olarak arkeolojik kazılara katıldı ve özel koleksiyonlara sanat danışmanlığı yaptı. 2010 yılından bu yana İstanbul, Prag, Berlin Barselona’da gerçekleşen çeşitli sergilerin sanat danışmanlığını üstlendi. 2014’ten itibaren yurt içi ve yurt dışında yayımlanan, çeşitli dergi ve gazetelere seyahat ve sanat yazıları yazdı. Ocak 2023’te Kalyon Kültür’de Sanat Yönetmeni olarak göreve başladı ve halen aynı görevi yürütmektedir. 

 

Tags: