Olea Sağlıklı Yaşam Merkezi

,

Bize kendinizden ve markanızdan bahsedebilir misiniz?

Olea Sağlıklı Yaşam ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi (eski adıyla Olea Psikoloji), 2018 yılında Uzman Psikolog Tuğba Çakıroğlu tarafından bir danışmanlık merkezi olarak kuruldu. Olea Sağlıklı Yaşam ve Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nin kuruluş amacı; psikoloji dalında halka hizmet vermek, psikolojisinin önemini anlatmak, eğitimler vermek, bütüncül yaklaşım prensibi çerçevesinde ruh sağlığının beden sağlığından geçtiği fikrini insanlara aşılamak amacıyla pilates, yoga, fizyoterapi ve beslenme danışmanlığı hizmetlerini bir araya getirmektir. 

Amacımız; bütüncül yaklaşım prensibi çerçevesinde ruh sağlığının beden sağlığından geçtiği fikrini insanlara aşılamak...
 

Olea adının hikayesini öğrenebilir miyiz?

Öyle bir ismimiz olmalıydı ki var olmuş her din, dil, ırk, cinsiyet için gelecek ve geçmiş için aynı anlamı vermeliydi. Ölümsüzlüğü, barışı, yeniden doğuşu, bilgeliği temsil etmeliydi ve doğadan gelmeliydi. Araştırmalarımız sonucunda bir ağacın geçmişte geleceğe, ölümsüzlüğü ve bilgeliği temsil etmekten vazgeçmeden, tüm mitlere ve dinlere adını yazdırmayı başarmış, kutsal kabul edilmiş olduğunu gördük.’’Zeytin’’. 

Efsaneye göre Havva ile birlikte yasak meyveyi yiyerek cennetten kovulan Adem, Tanrı’dan kendisini ve tüm insanlığı bağışlamasını diler. Oğlu Şit’i cennet bahçesine gitmesi için görevlendirir. Cennet bahçesinin bekçiliğini yapan melek, Şit’in duası üzerine ona üç tohum verir. Melek, bu tohumları babası Adem öldüğünde onu toprağa gömmeden ağzına yerleştirilmesi gerektiğini söyler. Adem kısa süre sonra ölünce, Hebron Vadisi’ne gömülürken ağzına bu üç tohum konulur ve gömüldüğü yerde üç ağaç yeşerir; zeytin, sedir ve servi. Bu ağaçlar Tanrı ve insan arasında barışı sağlamıştır. Mısır’da tanrıça Isis, Yunan mitolojisinde Athena, tufanın bitişini temsilen Nuh, Kuran’ı Kerim, İncil, Solon Kanunları ve daha bilmediğimiz birçok kaynakta zeytin cenneti, barışı ve bilgeliği temsil etmektedir. Tüm bu sebeplerden dolayı biz de yaratılışın ilk ağacı olan zeytin bitkisinin atası olarak kabul edilen ‘’Olea’’ ismini markamız olarak kullanmaya karar verdik.
 

Kimlere hitap ediyorsunuz?
Kendini tanımaya, kendini keşfetmeye, kendini önemsemeye niyetli her yaş ve cinsiyetten bireylere hitap ediyoruz.
 

Şehre çok güzel bir değer kattınız. Sizi diğer işletmelerden farklı kılan hizmetleriniz nelerdir?

Bizi diğer işletmelerden farklı kılan temel şey aslında misyonumuz. Olea ilk gününden itibaren insanlara tek yönlü değil bütüncül bir hizmet sunmayı misyon edinmiş bir işletmedir. Bunun yanında bizi farklı kılan şeylerden bir diğeri de kaliteli hizmetle ön plana çıkmayı hedefliyor oluşumuz. Bizde bulunan bütün hizmetleri tek tek farklı firmalarda görebiliyor olsak da tüm hizmetleri tek çatı altında toplayan tek kurum olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Birbiriyle ilişkisi yadsınamaz bir gerçek olan bütün alanlarda uzmanlarımız bütüncül bir yaklaşımla çalışıyor. Bu durum da memnuniyet oranımızı artırıyor.
 

Geleceğe yönelik hedefleriniz nelerdir?

Gaziantep çapında değil Türkiye çapında bilinirlik, aynı sosyo-kültürel seviyeden bireylerin aynı çatı altında toplayabileceğimiz girişimlerde bulunmayı hedefliyoruz. 

Eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

Geçtiğimiz aylarda bölgemizin yaşadığı zorluklar karşısında kurumumuz çeşitli girişimlerde bulundu. Bu süreçte tüm psikologlarımız ücretsiz psikososyal destek ekipleriyle çalıştı. Gece gündüz farketmeksizin online görüşmeler yapıldı. 6 Mart tarihinde halkımıza destek amaçlı ücretsiz travma atölyemizi başlattık. Grup terapisi, sanat terapisi, narrative terapi, EMDR, çocuklar için masal ve oyun atölyelerini, yoga ve nefes terapileriyle birleştirdiğimiz mükemmel bir kamp yaptık. Ağladık, güldük ve eğlendik. Korkularımızı yenmek için hepimiz aynı amacın etrafında birleşip güçlendik. Hatta atölyelerimiz o kadar sevildi ki tekrar tekrar talep edildi. Sadece katılımcılar değil bizlere de çok iyi geldi, normalleşme sürecimize çok katkısı oldu. Mükemmel geri dönüşler ve çıktılar elde ettik. Atölyelerin sonucunda şunu gördük: Ne yaşanırsa yaşansın insan için her zaman umut vardır. Ne kadar çok acıyı konuşursak konuşalım bizi birleştiren hep umut olmuştur.